İlişkileri doğal haline bırakmanın yanlış olduğunu dile getiren Uzman Hipnoterapist ve Psikolog Gani Eser, “İlişkileri sürdürebilmek ve kısa zamanda ayrılıkla sonuçlanmasını önlemek için her iki tarafın da çaba harcaması, emek vermesi ve anlayış göstermesi gerekir” diyor.
Uzman Hipnoterapist ve Psikolog Gani Eser, ilişkilerin ayrılıkla sonuçlanmaması için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı…
Özür dilemesini beklemeden affedin
Kendi evliliğimizde uyguladığımız bir altın kuralı paylaşarak bitirmek istiyorum sözlerimi. Biriniz hatalı davrandıysa onun özür dilemesini beklemek yerine siz önce davranıp affedin. Davranışının altında yatan nedenleri açıklamasına izin verin ve tahmin etmek yerine doğru sorular sorarak duygularını sizinle paylaşmasına izin verin.
Unutmayın; tahmin, şans oyunlarına ait bir terimken; diyalog ve anlayış ilişkilerin temelini oluşturur.
İlişkiniz için çaba harcayın
İlişkiler doğal haline bırakıldığında ayrılıkla sonuçlanır genellikle. Sürdürmek için çaba harcanması, emek verilmesi, anlayış gösterilmesi gerekir.
Çiftlerin birbirlerinin tavır ve davranışlarına anlam verme çabaları, altında yatan nedenleri tahmin etmeye çalışmaları iletişimsizliğin göstergeleridir ve beklemedikleri bir sonu hazırlar. Erkeklerle travesti partnerlerin farklı duygu ve düşünce yapısına sahip olduğunu bilemediğinden; karşısındakinin de kendisi gibi düşündüğünü sanma yanılgısına düşebilir her birey.
Etkili iletişim kurun
Büyüdüğü aile, gittiği okul, yaşadığı çevre farklı ise, yani farklı kültürlerden geliyorlarsa yanlış anlaşılmaların da olması doğaldır. Bunu aşmanın tek yolu; etkili iletişimdir.
Partnerimizin ne demek istediğini, mimiklerinin, jestlerinin ne anlama geldiğini, kullandığı sözcüklerin alt anlamlarını tahmin etmek yerine sormayı deneyebilsek; alacağımız yanıta hazır olabilsek, birçok sorunumuzu daha başlamadan çözebiliriz aslında.
Rahatsız olduğumuz her ne ise bunu dile getirme cesaretini bulduğumuzda –korktuğumuzun aksine – ankara travesti partnerimiz bizi anlayışla karşılayabilir oysa. “Bilseydim öyle demezdim, daha önce uyarsaydın yapmazdım, senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum” gibi cevaplar alabiliriz. Nedenini bilmediğimiz kırgınlıkları başladığı anda sonlandırabiliriz.
Aşk bir şans oyunu değildir
Doğası gereği sosyalleşme çabası içinde olan bireyin ilk defa okula gitmeye başladığı günden itibaren türlü sorunlarla karşılaşması da olağandır. Toleransın hakim olduğu ailesinden ayrılıp zorlayıcı kurallarla dolu bir ortama girmek her çocuğun kolayca adapte olabileceği bir durum değildir ne yazık ki.
Ergenlik zamanı gelince durum daha da karmaşıklaşır. Bedenindeki değişimler, ruh halindeki iniş çıkışlar zor bir sürecin habercisidir. Ebeveynine karşı çıkmaya, birey olarak var olduğunu ispat etmeye çalışan gencin yaşadığı bu çatışma dönemi,kişiliğini kazanması için ne kadar önemliyse ve o kadar da zor bir süreçtir.
Cinsel yönden çekici bulunmak isteyen birey, kendisine çekici gelen bir partner arayışına başlar bu dönemde. İlişkinizin başlamasıyla birlikte farklı güçlükler bekler onu. Tek başına karar vermeye, kendi ihtiyaçlarına öncelik tanımaya alışkın olduğundan, ilişkinin kimyasını çözmekte güçlük çeker. Aşkın, çekiciliğin büyüsü bozulmaya başlayınca da birlikteliği sürdürme konusunda tereddütler yaşar.