Travestiler İçin Kaliteli Fotoğraf Çektirme Yolları

Diş Hekimi Pertev Kökdemir, “Eğer ‘Dişlerim çok sarı, biraz daha açık renk olsun’ diyorsanız dişlerinizi beyazlatmak için şimdi tam zamanı. Dişlere zarar vermeyen materyallerle yapılan beyazlatma işleminden sonra, güneşle birlikte bronzlaşan teninizde dişleriniz çok daha açık renk görünecek ve çok daha estetik duracak” diyor.

Diş Hekimi Kökdemir, “Son yıllarda gelişen teknolojiler sayesinde her ne kadar çeşit çeşit filtreler olsa da selfie merakı sayesinde çene ve diş sağlığına daha fazla önem verilmeye başlandı. Hem sağlığınız hem de fotoğraflarda dilediğiniz şekilde gülümseyebilmeniz için diş hekiminize gitmeniz ve çok ufak dokunuşlarla gülüşünüzü güzel hale getirebilmeniz mümkün” ifadelerini kullandı.

Selfie eski dolgu ve çürüklerin fark edilmesini sağlar
Diş Hekimi Kökdemir, selfie meraklılarının en çok tercih ettikleri diş estetiği yöntemleri hakkında bilgi verdi:

“Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte cep telefonu kameralarının oldukça gelişmesi, fotoğraf kalitelerinin artması özçekim dediğimiz selfie fotoğraf çekimlerinde dişlerinizdeki en ufak hataların bile görünmesi ve bu hatayı saklayabilmek için kendi fotoğrafımızı onlarca defa çekmemizi gerektirebiliyor. Uzun yıllar önce ankara travestileri tarafından yaptırılmış porselen dişler, eski dolgular, diş taşları ve ön dişlerdeki ufak çürükler bile selfie çekimlerinde çok net bir şekilde görünebilmekte ve fotoğraflarda bu hataların gizlenmesi bazen mümkün olamamakta; bu da dişlerinizi gizlediğiniz fotoğraflarla sonuçlanabilir. Oysa hem sağlığınız, hem de tek bir fotoğrafta güzel bir gülüş gösterebilmeniz için bir diş hekimine gitmeniz ve çok ufak dokunuşlarla gülüşünüzü güzel hale getirebilmeniz mümkün.”

Dişlerinizin nasıl olacağını ekrandan görmek mümkün
Diş Hekimi Kökdemir yapılabilecekleri örneklerle anlatıyor; “Örneğin dişlerin uçlarındaki ufak kırıkların düzeltilmesi eskiden çok sağlam olmayan beyaz dolgular ile yapılmaktaydı. Son nesil kırık tamir ajanları ise en ufak kırıkların tamirini bile dişte hiç aşındırma yapmadan mümkün kılmaktadır. Ayrıca dişlerdeki çapraşıklıklar, bonding denen sistemle dişleri hiç aşındırmadan veya çok az miktarda aşındırma yaparak tamamen düzeltilebilir. Yine eskiden dişlerinizdeki çapraşıklıkları düzeltebilmek için birkaç yıl boyunca dişlere yapıştırılan metal tellerin yerini artık günümüzde şeffaf plaklar almış durumda. Şeffaf plaklar sayesinde günlük ve sosyal yaşantınız hiç etkilenmeden dişlerinizdeki çapraşıklıklar hızlı bir şekilde düzeltilebiliyor. Ayrıca bu şeffaf plaklar ile tedavi yöntemi sayesinde dişlerinizin bitmiş halinin nasıl olacağını da bilgisayar programı üzerinden ekranda görmeniz mümkün. Diş eksikliklerinde ise önceden uygulanan metal alt yapılı porselenler yerine günümüzde metalsiz zirkonyum porselenler kullanılıyor. Diş ile ışık geçirgenliği hemen hemen aynı olan bu porselenler sayesinde özellikle flaşlı fotoğraf çekimlerinde kendi dişleriniz porselenler ile aynı renk tonunda görünüyor. Böylece flaşlı çekimlerden sonra fotoğrafınıza baktığınızda hangi dişleriniz porselen hangi dişleriniz gerçek dişiniz olduğu ayırt edilemiyor”

Güneşten doğru şekilde faydalanarak bronzlaşın

Pürüzsüz bir bronz ten hepimizin hayali evet ama sonuç hep hüsran değil mi? Sizde güneş ışınlarından doğru şekilde faydalanıp sağlıklı bir cilde kavuşabilirsiniz.

Yağmurlar, rüzgarlar derken yaz geldi çattı!

Deniz, kum ve güneş üçlüsünü ne kadar özlesek de, güneş içerisindeki UV ışınları cildimize zarar verebilir.

Dr. Orçun Orhun, sağlıklı bir cilt için güneş ışınlarından nasıl yararlanmamız gerektiğini açıkladı.

Güneşten doğru şekilde faydalanın

– Güneşe çıktığımız saatler çok önemli, özellikle saat 10.00 ile 16.00 arasında güneş ışınlarının dünyaya en dik geldiği saatler olduğu için bu saatler arasında güneşe çıkmamaya özen gösterin.

– Güneş koruyucu kremleri güneşe çıkmadan yarım saat önce cildinize sürün.

– Yüzünüzün dışında kollarınız, omuzlarınız ve ensenizi de güneş kremi sürerken ihmal etmeyin.

– Dışarı çıkarken özellikle güneşin travesti vücuduna temas ettiği vakitler kesinlikle ten renginize uygun güneş koruyucu krem kullanın.

– Koyu renkli giysiler tercih etmeyin, gölgede oturmuyorsanız şemsiye ve şapka kullanmaya özen gösterin.

– Ter, deniz ve havuza girmek, güneş kremlerinin akmasına neden olur. Bu nedenle bu gibi durumlarda koruyucunuzu tekrar uygulamayı ihmal etmeyin.

– Çocuklara yüksek faktörlü güneş kremleri uygulayın, özellikle 3 yaş altı bebekleri kesinlikle güneş koruyucu kremi olmadan güneşle temas ettirmeyin.

– Tüm bunların yanında en önemlisi bol bol su içerek vücudunuzun su kaybını önleyin.

Travesti Partnerlerin Sivilce Hataları

Halk arasında doğru bilinen yanlışlar ile hareket etmek, eş dost tavsiyesi ile ilaç kullanmak ve sivilceleri sıkıp üzerini makyajla kapatmaya çalışmak sorunlu ciltlerin tedavisini güçleştiriyor. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal, akne konusunda sık yapılan hataları sıraladı. Akne 12-30 yaşları arasında sık rastlanan bir durumdur.

1. “Akne ile sivilce aynı anlama gelmez”

Bazen hastalar durumunun akne değil sivilce olduğunu vurgular ki bu algı yanlıştır. Aknenin tipleri olduğundan bahsedilebilir. “Vulger” adı verilen basit akneden “nodulokistik” dediğimiz şiddetli akneye kadar değişik görünümler sergilerler.

2. “Sivilceyi sıkarsam yara olur ve iyileşir”

Her çıkan sivilcenin sıkılması tedaviye katkıda bulunmak bir yana, telafisi olmayan izlerin ortaya çıkmasına ve aknenin yaygınlaşmasına neden olur.

3. “Ergenlik dönemi geçince sivilceler de geçer”

Sivilceler konusunda ergenlik nedeni ile oluştuklarını düşünüp tedavi yoluna gitmemek son derece yanlıştır. Aknenin tedavisini geciktirmek, kendiliğinden düzelmesini beklemek, yapılacak en büyük ihmaldir. Üzerinden yılların geçmesini beklerken akne yerini kalıcı izlere bırakır.

4. “Yoğurt, diş macunu ve sabun köpüğü sivilceleri kurutan doğal ilaçlardır”

Son yıllarda daha az rastladığımız ama daha önceleri sıkça gördüğümüz yoğurt, diş macunu, sabun köpüğü sürerek saatlerce beklemek tedavi yöntemi değildir. Bu tür uygulamalar, deride enfeksiyonların artmasına, kalıcı kızarıklıklara ya da lekelenmelere neden olabilir. Ankara travestileri derilerinde alerjik reaksiyonlar görülebilir.

5. “Kapatıcı kullanmak hem güzel bir görünüm sağlar hem de sivilceyi kurutur”

Fondöten ya da pudra kullanımı sivilceyi sadece kapatır. Ancak güzel görünmek için yaptığınız bu uygulama yeni sivilce oluşmasına neden olur. Özellikle siyah nokta veya beyaz nokta tarzındaki komedojenik sivilcelerin ortaya çıkması kaçınılmaz olabilir.

6. “Sivilce için uygulanan tedaviler ciltte başka hasarlara neden olur”

Akne, farklı şekillerde tedavisi mükemmel sonuçlara varan bir hastalıktır. Tedavi sürecinde kızarıklık, kaşıntı, pullanma ve kurumanın yaşanması tedavinin yanlış olduğu anlamına gelmez. Bazı hassas travesti ciltlerindeki aşırı tepki doktora tekrar başvurulduğunda alınacak önlemlerle düzelir. Bu sonuçlar hekimin ya da ilaçların yanlış olduğu anlamına gelmemelidir.

7. “Şiddetli vakalarda ağızdan kullanılan ilaçlar hastaya zarar verir”

Nodulakistik ya da daha şiddetli akne tiplerinde ağızdan verilen doğum kontrol veya retinoik asit tedavileri hastanın hayatını riske atmak demek değildir. Uygun vakada gerekli takipler yapılmak kaydıyla kullanılacak bu tedaviler, hastaya zarar yerine yarar getirir. Unutulmaması gereken faktör, her ilacın kendine göre yan etkileri olduğudur.

8. “Retinoik asit tedavisi sonrasında hamile kalamam”

A vitamini derivesi olan retinoik asit tedavisi bir kısım akneli hastalarda hayat kurtarıcıdır. Sık olarak bahsi geçen bu tedavi sonrasında hamile kalınamayacağı endişesi tamamen yersizdir. İlacın kesilmesinden 2 ay sonrasında hamile kalmak isteyenler için risk yoktur fakat doktorunuzun da belirteceği üzere tedavi sürecinde hamilelik yasaktır.

9. “Tek reçete tedavi için yeterlidir”

Sivilce problemi yaşayan ve çoğunluğunu sabırsız gençlerin oluşturduğu bazı hastalar mevcut şikayetlerinin bir iki gün içinde geçmesini beklerler. Ne yazık ki; akne kronik bir durumdur ve tedavisi uzun soluklu, takip gerektiren, hastalığın farklı dönemlerinde farklı ilaç kullanımına ihtiyaç duyulan bir hastalıktır.

10. “Arkadaşıma iyi gelen sivilce ilacı benim cildimi de düzeltebilir”

Akne bir dermatolog için her yönüyle çok iyi bilinen bir hastalıktır. Aknenin çeşidi, nedenleri, tedavileri basitçe planlanabilir. Güzellik salonlarında yapılan yanlış uygulamalar, komşulardan alınan öneriler, eczacıya danışılarak kullanılan tedaviler bazen isabetli olabilir; ama çoğunlukla derin ve tedavisi güç izler bırakmaya ya da sivilcenin artmasına neden olur.

Travesti Kırışıklıklarını Azaltma Yolları

Daha genç görünmek ve kırışıklıkları azaltmak için bunları deneyin.

Kahve yerine kakao
Journal of Nutrition’nın 2006 sayısında yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar kakaonun ankara travesti cildini güneş hasarından koruyan, cilt hücrelerine dolaşımı iyileştiren, hidrasyonu etkileyen ve cildin daha yumuşak görünmesini ve hissedilmesini sağlayan yüksek düzeylerde iki diyetsel flavonol (epikateşin ve kateşin) içerdiğini göstermiştir. Hem de çok lezzetli.

Yüzünüzü çok yıkamayın
Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi dermatologlarına göre, musluk suyu ciltteki doğal bariyerler olan yağların ve kırışıklığı önleyen nemin kaybedilmesine sağlar Bunları çok sık yıkamak, korunmayı da azaltmak anlamına gelir. Sabununuz cilt koruyucu nemlendiriciler içermiyorsa, sabun yerine yüz temizleyicileri kullanın.

Sırt üstü uyumak
Amerikan Dermatoloji Akademisi (AAD) geceler boyunca belli pozisyonlarda uyumanın “uyku çizgilerine” – cildinizin yüzeyinde yer eden ve kalktığınızda geçmeyen kırışıklıklar – yol açtığı konusunda uyarmıştır. Yan yatmak yanak ve çenedeki kırışıklıkları artırırken yüz üstü yatmak yüzünüzü kırıştırabilir. Kırışıklık oluşumunu azaltmak için AAD, sırt üstü yatmanızı önerir.

Daha fazla balık, özellikle de somon
Somon (ve diğer soğuk su balıkları) harika bir protein – cildin yapı taşlarından biridir – kaynağı olmakla kalmaz, aynı zamanda omega-3’ler olarak bilinen gerekli yağ asitleri bakımından da müthiş bir kaynaktır. Uzmanlar, gerekli yağ asitlerinin cildi beslediğini, dolgun ve genç tuttuğunu ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olduğunu söylemektedir.

Gözlerinizi kısmayın, okuma gözlüğü alın
AAD tekrarlanan yüz hareketlerinin – gözleri kısmak gibi – yüz kaslarını fazla çalıştırarak cildin yüzeyinin altında oluklar oluşturduğunu söylemiştir. Bu oluklar sonunda kırışıklıklara dönüşür. Gözlerinizi açık tutun: Eğer okuma gözlüğüne ihtiyacınız varsa, takın. Gözlerinizin çevresini güneşin zararlarından koruyabilen ve gözlerinizi kırpmanızı önleyebilen güneş gözlüğü kullanımının önemini de kavrayın.

Alfa hidroksi asitleri (AHAlar) bol bol kullanın
Bu doğal meyve asitleri cildin üstündeki ölü hücre tabakasını kaldırarak özellikle travesti göz çevresindeki ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltabilir. Yeni kanıtlar, yoğunluğu yüksek olduğunda AHAların kolajen üretimini uyardığını da göstermiştir.

Topikal C vitaminini deneyin
Pek çokları gibi Talune Üniversitesi de, C Vitamininin kolajen üretimini artırdığımı, UVA ve UVB ışınlarına karşı koruduğunu, pigmentasyon problemlerini düzelttiğini ve cilt hastalıklarındaki iltihabı iyileştirdiğini bulmuştur. Ancak kilit nokta, C Vitaminin kullanım türüdür. Bugüne kadar pek çok araştırma L-askorbik asitin de kırışıklıkları azaltmada etkili olduğunu göstermiştir.

Daha fazla soya yiyin
Araştırmalar soyanın güneşin yaşlandırıcı zararlarından korumaya ve bunların iyileşmesine yardımcı olabileceğini göstermiştir. European Journal of Nutrition’da yayınlanan bir çalışma, soya temelli takviyelerin (bileşenlerinde ayrıca vitaminler, balık proteini ve beyaz çay özleri, üzüm çekirdeği domates de vardır) sadece 6 ay sonra cildin yapısını ve sıkılığını iyileştirdiğini bildirmiştir.

Cilt bakımının esaslarını uygulayın
Eğer cildinizin genç görünümünü gerçekten korumak istiyorsanız, gerekli olanları uygulayarak başlayın. Aşağıdaki tavsiyeleri daha önce duymuşsunuzdur ancak tekrarlamaya değer:

Güneşten kaçının
Güneş kremi kullanın
Sigara içmeyin
Nemlendirici kullanın

Burun Estetiği Yaptıracak Travesti Partnerler Bunlara Dikkat!

Yıllar önce hemen her travestinin hayali olan ‘hokka burunlar’ çoktan tarihe karıştı. Burun estetik operasyonlarında artık amaç, iyi nefes alabilen ve yüze uygun ‘doğal’ bir burun oluşturmak. Dolayısıyla artık burnun gerçekten estetik bir operasyona ihtiyacı olup olmadığı dikkate alınıyor. Peki ama burun estetiğine hangi durumlarda başvuruluyor?

Ülkemizde en fazla yapılan estetiklerin başında rinoplasti, bir başka deyişle burun estetiği geliyor. Bunun nedeni ise burnun yüzümüzün tam ortasında yer alması nedeniyle yüz şeklimizde çok önemli bir konuma sahip olması. Bir dönemler hemen her travesti partnerin istediği ‘hokka burunlar’ çoktan tarihe karıştı. Günümüzde rinoplasti ameliyatında amaç, fonksiyonel, yani nefes alan ve kişinin yüz ifadesine uygun ‘doğal ‘bir burun yapmak. Dolayısıyla artık ‘burnuma estetik yaptırmak istiyorum’ diye başvuran herkese hemen olumlu yanıt verilmiyor; kişinin buna gerçekten ihtiyacı olup olmadığına bakılıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yusufhan Süoğlu, burun estetiği operasyonuna hangi sorunlarda başvurulduğunu ve bu alandaki son gelişmeleri anlattı:

Burun estetik ameliyatı gerektiren 4 sorun!
Burnun boyutları nedeniyle yüz ile uyumsuz olması estetik operasyona götüren en önemli nedeni oluşturuyor.

– Burnun yüze göre büyük veya küçük olması
– Kemerli görüntüsü olması
– Burnun çöküntülü veya eğri olması
– Burun ucunun düşük ya da deforme olması.
– Rinoplasti ile ideal buruna erişmek mümkün mü?

İdeal buruna ulaşmak için her şeyden önce hastamızla kendisi için ideal burnun ne olduğunu belirlememiz gerekiyor. Hastamızın beklentileri ve bizim fonksiyonel-estetik değerlendirme sonrasında yapabileceklerimiz aynı çizgide olmalı. Cerrahi tekniklerin çeşitliliği bu anlamda elimizi oldukça güçlendiriyor. Yeter ki kişiye özel olan ideal burun konusunda hastamızla aynı fikirde olalım. Günümüzde rinoplasti ameliyatı olmaya karar veren kişi için tecrübeli ellerde çözülmeyecek sorun yok gibi. Ancak diğer estetik ameliyatlarda olduğu gibi rinoplasti de psikiyatrik bozukluklar olması durumunda ifade edilen sorunları çözemez. Ameliyat öncesi muayene ve değerlendirmelerimiz bu açıdan oldukça önem taşıyor.

İdeal bir burun estetiği nasıl olmalı?
– Günümüzde giderek artan ”doğallık” kavramı Rinoplasti’nin geleceği için de geçerli. Bu nedenle burun yüzde yabancı durmamalı.

– Sosyal hayatta, kendisi ifade etmedikçe kişinin estetik burun ameliyatı geçirdiği fark edilmemeli.

– Yüz şekli, kaş, göz, dudak kalınlığı, çene yapısı, hatta kişinin cüssesiyle orantılı ve uyumlu olmalı.

– Yıllar içinde yüze aykırı kalmamalı, ankara travestileri ameliyat olduğuna pişman olmamalı.

Rinoplasti’de kaç çeşit teknik uygulanıyor?
Rinoplasti, burun şekil çeşitliliği ve kişiye özel estetik hedef farklılığı nedeniyle çok sayıda teknik zenginliği olan bir ameliyat. Bu teknikler cerrahın bilgi, beceri ve tecrübesine göre farklılık gösterebiliyor. Aynı hedefe ulaşmak için kişisel deneyim ve alışkanlıklar doğrultusunda değişik teknikler kullanılabiliyor. Güncel olarak genel anlamda gelişen teknikler ”yapısal rinoplasti” başlığı altında toplanabiliyor. 15-20 yıl öncesinin ”indirgeyici rinoplasti”, yani kıkırdak ve kemik yapılardan doku eksiltmesine dayanan teknikleri artık belirli durumlar dışında tercih edilmiyor. Yapısal rinoplasti teknikleri, kişinin kendi dokularını koruyarak, çeşitli dikiş teknikleri ve/veya kıkırdak greft (kendi kıkırdak dokusu) eklemeleri ile estetik ve fonksiyonel hedefe ulaştırıyor. Operasyonlar da açık veya kapalı rinoplasti olmak üzere iki şekilde uygulanıyor.

Kapalı rinoplasti ne zaman tercih ediliyor?
Rinoplasti’nin açık ya da kapalı yapılması tek başına bir teknik olarak anlaşılmamalı. Kişinin burun özelliklerine, estetik gereksinimine ve cerrahın alışkanlığı ya da tecrübesine göre tercih edilen yaklaşım şekillerini oluşturuyor. Çok özellikli durumlar dışında, aynı hastaya iki yaklaşımla da aynı teknikler uygulanabiliyor. İki yaklaşımın da avantaj ve dezavantajı var. Kapalı yaklaşımda bütün cerrahi manevralar burun deliklerinden yapılıyor. Daha az doku kesisi ve ayrıştırması yapıldığı için iyileşme dönemi daha kısa oluyor. Simetrik burunlarda, burun ucu ve burun sırtı düzenlemeleri için sık kullandığımız bir yaklaşım. Kapalı yaklaşımlar cerrah açısından karmaşık ve birlikte uygulanan tekniklerin yapılması daha güç oluyor. Bu nedenle ileri şekil bozukluğu, doku destek eksikliği ya da çok problemli ikincil olarak yapılan (revizyon olguları) burunlarda tercih edilmiyor.

Açık yönteme hangi durumlarda başvuruluyor?
Açık yaklaşım, burun delikleri arasındaki cildin kesilmesiyle burun ucu ve sırtı cildinin kaldırılması yöntemidir. Daha geniş bir cerrahi görüş açısı ile rahat bir manevra alanı sağlıyor. İleri derecede eğri, deforme ya da çöküntülü ve birden fazla girişim uygulanmış burunlarda, özellikle greft (kıkırdak, kemik, yumuşak doku vs.) uygulamaları gereksiniminde açık yaklaşımı tercih ediliyor. Ancak, cerrahın tercihine göre kolay ya da karmaşık olgularda her zaman yeri olan bir tekniktir.

Rinoplastide sadece estetik unsurlar mı göz önüne alınıyor, yoksa burnun işlevselliği de önemli mi?
Burun yüzümüzün tam ortasında konumlanmış, yüz karakterini yansıtan çok önemli estetik bir bileşen. Daha da önemlisi ise 5 duyumuzdan biri olan koku alma duyusu ve yaşamsal fonksiyonu olan solunum organı. Tıkalı bir burun ağız solunumu yapmaya zorluyor. Bunun sonucunda ağız, boğaz, üst hava yolları hastalıkları, ses ve uyku bozuklukları gibi sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Bu kadar işlevsel öneme sahip bir organda estetik ameliyat söz konusu olduğunda, dikkat edilmesi gereken asıl konu, burun içi yapıların bütünlüğü ve uyumuna zarar vererek, fonksiyon bozukluğu yaratmamak. Mesaj olarak ifade etmek gerekirse; ”rinoplasti, sonrasında çalışan bir burun vaat etmeli.” diyebiliriz.

Rinoplastide son gelişmeler neler?
Gelişen teknikler sayesinde ameliyat sonrası konforlu bir iyileşme dönemi ile beraber hızlı günlük hayata dönme sağlanabiliyor.

– Operasyon sırasında doku bütünlüğünün korunması, daha kısa sürelerde teknik zenginliklerle amaca ulaşılması ve gelişen anestezi teknikleriyle hastalarımız rahat bir iyileşme dönemi yaşıyorlar.

– Burun ameliyatı olan her hastada olduğu gibi tampon en büyük korku. Rinoplastide, birçok burun içi ameliyatında olduğu gibi burun tamponlarını çok nadir kullanıyoruz.Eğri burun ya da septal rekonstrüksiyon gibi durumlarda kısa süreli doku desteği ve kan birikmelerini önlemek amaçlı slikon hava kanallı splintler kullanılabiliyor.

– Rinoplasti sonrası hastalarımızın katlanmak zorunda olduğu tek olgu, 1 hafta süreyle burun sırtında bir atel ile yaşamak. Günümüzde bu ateller silikon ya da hafif metal malzemeden yapılması nedeniyle rahatsızlık yaratmıyor.

Göğüs Ölçüsü Ankara Travesti Hayatını Etkiliyor Mu?

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Alper Tuncel, göğüs ölçüsündeki memnuniyetsizlikler sebebiyle kendisine gelen birçok hastanın sosyal ında bu sorunlara bağlı sıkıntılar yaşadığını dile getiriyor. Göğüs ölçüsünün a olan etkileriyse sorunun biçimine bağlı olarak farklılık gösteriyor.

20 yıldır denize giremediğini söyleyen hastalarım oldu
Küçük göğüslülerın kendilerine uygun giysi bulmak, karşı cinsle yakınlaşmada tedirginlik ve içine kapanıklık gibi çeşitli sorunlar yaşadığını söyleyen Tuncel, estetik müdahalenin ardından bu hastalarından sosyal hayatlarına dair oldukça olumlu geri dönüşler aldığını belirtiyor. Büyük göğüslü ankara travestileri sıkıntılarıysa daha farklı. İskelet sistemi rahatsızlıklarının yanı sıra, göğüslerini gizlemek için gösterdikleri çabanın, duruşundan, konuşmasına ve varlığını ifade etmesine kadar birçok unsuru etkileyebildiğini söyleyen Tuncel’in aktardığı bir anekdotsa yaşanan sorunların boyutunu adeta gözler önüne serer nitelikte. 37 yaşında göğüs küçültme operasyonu için kendisine gelen bir hastası yaklaşık 20 yıldır dalga geçilme korkusuyla denize gidemediğini gözyaşları içinde anlatıyor. Operasyonun 1. yılının ardından elinde deniz fotoğraflarından oluşan bir albümle ziyaretine gelen hastanın Tuncel’e bir de sürprizi var, yaz tatilinde tanıştığı kişiyle davetiyesi…

Vücut yapısına uygun ölçü tercih edilmeli
Estetik cerrahi yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte operasyona engel bir hastalığı olmayan herkesin meme estetiği yaptırabileceğini söyleyen Tuncel, lara empoze edilen anlayışının gerçeği yansıtmadığını ve operasyon kararı alınmadan önce ların kendi bedenlerine karşı adaletli olmaları gerektiğini vurguluyor. Hastaların sorunsuz gerçekleşen bir operasyonun ardından 3 ile 7 gün arasında günlük larına dönebildiğini belirten Tuncel, daha travmatik sonuçlarla karşılaşmamaları için ları kendi vücut yapılarına uygun ölçüyü tercih etmeleri konusunda uyarıyor.

Son olarak göğüs ölçüsünde değişiklik yaptırmak isteyen kişilere öncelikle kan tetkikleri, mamografi veya meme ultrasonografisi öneren Op.Dr. Alper Tuncel ailesinde meme kanseri olan ya da risk grubunda yer alanların ise mutlaka düzenli muayene ve kontrol amaçlı tetkikler ile durumunu takip etmesini öneriyor.

Güneş kremleri hakkında yanlış bilinenler

Yaz sezonu açıldı ve tatil hazırlıkları başladı.En önemli ve unutulmaması gereken eşyalardan biri de güneş kremidir. Çeşit çeşit markaların, yüksek ya da düşük faktörlü güneş kremlerinin hangisini alacağımıza karar veremeyiz. Fakat dikkat etmediğimiz bir konu var. Güneş kremleri hakkında doğru bildiğimiz yanlışlar. Yapılan araştırmalara göre güneş kremleri ile ilgili bilinmesi gereken önemli konular şunlardır;

Daha yüksek faktör, daha iyi korur
Güneş kremlerinde faktör derecesi arttıkça güneş ışınlarından daha fazla korunmayız. Yale Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, 15 faktörlük bir güneş kreminin yüzde 93, 30 faktörlük kremin yüzde 97 oranında ultraviyole ışınını hapsettiği belirlendi. Bu durumda faktör derecesini artırmak koruma konusunda işe yaramıyor.

Geçen yıldan kalan krem kullanılmaz: Güneş kremlerinin iki yıllık raf ömrü olduğunu belirten uzmanlar, geçen seneki kremin kullanılabileceğini açıkladı.

Güneş gören yerlere krem sürmek yeterli: Vücudun bikini ya da tişörtle kapanan kısımlarına da güneş kremi sürün. Bazı koyu renkli giysiler, güneşi daha çok çektiği için vücudun bu bölgeleri daha çok güneş korumasına ihtiyaç duyar.

Fondöten güneşten korur: Fondöten kullanan travesti partnerlerin yüzlerine de güneş kremi sürmesi gerekiyor. Çünkü fondöten’in güneşten koruma etkisi yoktur.

Güneş kremi kanserojen: Uzmanlar, içeriği bilinmek üzere güneş kremlerinin kanserojen olmadığını açıkladı. Özellikle çinko oksit ve titanyum oksit içerikli kremler ciltte güneşe karşı koruyucu bir tabaka sağlar.

Su geçirmez kremler gün boyu etkili: Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), kremlerin su geçirmez değil sadece suya dayanıklı olduğunu açıkladı. Bu kremlerin dahil gün boyu güneşe karşı korumada etkili olmadığı belirtildi.

Güneş kremi D vitaminini engeller: Uzmanlar, güneş kremine rağmen vücudun gereken D vitamini oranını ürettiğini açıkladılar.

Kusurları Kapatan Travesti Makyajı

Ankara travestileri yüzünüzde beğenmediğiniz kusurları örtmek için makyaj hilelerine başvurmaya ne dersiniz?

Yuvarlak yüz
Yuvarlak bir yüze sahip bir travesti iseniz, elmacık kemiklerinizi biraz geri plana itmekte yarar var demektir. Bunun için şakaklarınıza, elmacık kemiklerinize ve çene altınıza büyük bir allık fırçası yardımıyla bronz allık sürün. Daha açık renk pudrayla abımızı, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayın.

İnce dudaklar
İlk kuralı unutmamanız gerekiyor. Eğer dudaklarınız inceyse, dudak çevresini kalemle çizmek sadece dudaklarınızı büyütmeye çalıştığınızı gösterir.

Dudaklarınızı kalın göstermek için açık tonda bir dudak kalemi alın ve doğal dudak çizginizi belli olmayacak şekilde çizin. Daha sonra dudağınızın içini de o kalemle boyayın ya da kalemle aynı tonda bir ruj sürün.

Düşük kaşlar
Kaşlarınız bir türlü söz dinlemiyorsa ve sürekli şekilsiz duruyor, aşağıya doğru düşüyorsa üzülmeyin; çünkü bunun da çaresi var. Yapmanız gereken yeni bir diş fırçasını elinize alıp, kaşlarınızı yukarı doğru fırçalamak. Sert bir şekilde kaşlarınızı fırçaladıktan sonra elinize biraz jöle alın ve kaşlarınızın üzerine iyice bastırın. Sonra kaşlarınızı tekrar fırçalayarak jöle kalıntılarım alın.

Kısa boyun
Boynunuzun kısa olduğunu düşünüyorsanız yapmanız gereken şey aslında çok basit; küpe takmak. Bu dikkati omuzlarınızdan yüzünüze doğru çekmenizi sağlayacaktır.

Çıkık çene
Eğer çenenizin çıkık olduğundan şikâyetçiyseniz, daha güzel görünmesi için yapmanız gereken, bütün yüzünüze uyguladığınız pudra ya da fondötenden iki ton daha koyusunu çenenize ve boynunuza uygulamak.

Boynunuza da uygulamanızın nedeni aradaki farkın dikkat çekmemesi için… Bu makyajı uyguladığınızda gözlerinizi de biraz daha fazla öne çıkartmalısınız. Bunun için kirpiklerinizi kıvırın ve maskara sürün. Ayrıca, dudaklarınızı öne çıkaracak canlı renkte rujlar tercih edin; böylece çeneniz belirginliğini yitirecektir.

Hokka burun
Herkesin hokka gibi bir burnu olmayabilir. Eğer burnunuzdan şikâyetiniz varsa dikkati başka yerlere çekmeniz gerekir. Bunun için gözlerinizi, dudaklarınızı ve elmacık kemiklerinizi ortaya çıkaran bir makyaj yapabilirsiniz. Dudaklarınıza koyu renkli bir ruj sürerseniz, dikkat yüzünüzün tam ortasına çekilecektir; bu nedenle dudağınıza açık tonda bir ruj sürmelisiniz.

Gözlerinizin altı mor olursa, bu durumda burnunuz daha sivri görünecektir. Eğer böyle bir sorununuz varsa kapatıcınızı mümkün olduğu kadar çok sürmeli ve morlukları kapatmalısınız. Göz makyajınızı maskara ve farla dikkat çekici hale getirdikten sonra, elmacık kemiklerinizi ortaya çıkaracak teninize uygun bir allık sürmeyi de unutmamalısınız.

Canlı gözler
Gözleriniz çok çukur görünüyorsa, doğru makyajla bu durumu düzeltebilirsiniz. Yorgun görüntünüzden kurtulmak için pırıltılı bir göz fan kullanmalısınız. Daha sonra göz kapağınızın üzerine bir eyeliner çekin.

Gözleriniz birbirinize çok yalan duruyorsa, açık tonda bir göz farını gözün iç kösesinden ortasına kadar sürün. Ortadan dış köşeye kadarsa koyu tonda bir far sürün. Göz çevrenizde çok fazla çizgi varsa kapatıcınızı bir fırçanın üzerine boşaltın ve çizgilerin üzerinden geçin. Fondöteninizin kapatıcınızdan daha açık tonda olmasına dikkat edin.

Ankara Travestileri Yaza Detoks Yaparak Girin!

En gerçekçi ve yararlı detoks; sağlıklı beslenme, hareketli yaşam ve bol su tüketimi üçlüsü ile her gün adım adım yenilenmektir. Yaz mevsimini normal doğasında yaşarken, spor ve beslenme alışkanlıklarında yapacağımız küçük takviyelerle, her gün adım adım ilerleyerek yaz detoksu adı altında vücudumuzu yaz mevsimine uyarlamış ve sarsmamış aksine canlandırmış oluruz.

Yaz Detoksunun Adımları
– Bol bol dinlenin, düzenli uyuyun uykunuzu tam alın.

– Gün içinde mümkün olduğunca temiz ve açık havada bulunun, olabilecek maksimum ölçüde hareket edin.

– Bol bol su için. Günde en az 2-3 litre su tüketin. Bol su içmek detoksun vazgeçilmezidir. Su içmeye özen gösterin. Hassas su dengesini bozmamak için susamadan su içme alışkanlığı kazanının.

– Pozitif olmalı, stresten uzak durmalı

– Alkolü mümkün olan en az düzeyde kullanmalısınız. Alkol, vitamin ve minerallerin ankara travesti vücudunda etkin olarak kullanılamamasına neden olmakla birlikte, ödem yapar ve vücudunuzu yorar.

– Sigara kullanmamalı ve sigara içilen yerlerde bulunmayınız.

– Yeterli ve kaliteli protein alın. Vücuda gerekli olan azotun ve aminoasitlerin karşılanması için beslenme programınızda proteinin yeterli miktarda yer alması gerekir. Yetersiz veya fazla miktarda protein almak sağlığınızı olumsuz etkiler. Proteinin yetersiz alınması protein depolarınızın yıkılmasına sebep olur. Gereğinden fazla protein alımı ise böbreklerinizi zorlar ve bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Protein ihtiyacınızı sadece bitkisel protein kaynaklarından karşılamayın, kaliteli protein kaynakları olan hayvansal ürünlere de beslenmenizde yeteri kadar yer verin. Günlük protein ihtiyacının karşılanması için günde 2–4 porsiyon et ve et ürünleri, 3–4 porsiyon süt ve süt ürünlerinin beslenmenizde yer alması yeterlidir.

– Beslenmemiz yeterli ölçüde ve kalitede karbonhidrat içersin. Karbonhidratlar, protein koruyucu özellikleri ve vücutta elzem bazı öğelerin sentezinde kullanıldıklarından dolayı dengeli tüketilmesi gereken besin öğelerindendir. Besin kalitesi düşük olan basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.

– Her içecek su değildir! Ayran ve taze sıkılmış meyve suları, su yerine kabul edilebilecek vücudunuzun su oranına destek sağlayacak içeceklerdir. Ayrıca sebze ve meyvelerin yapısındaki su da su ihtiyacını karşılamak da katkı sağlar. Ancak, çay, kahve, asitli içecekler ve alkollü içecekler sıvı ihtiyacını karşılamaz. Aksine vücuttan su atımını arttırır. Bu nedenle bu tür içeceklerin tüketiminde aşırıya kaçılmayın. Susuzluk hissedildiğinde ilk seçenek her zaman için su olmalıdır.

– Gün içinde 10 – 15 dakika direk güneş ışığı görüp D vitamini eksikliğine meydan vermeyin.

– Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenin. En önemli öğün kahvaltıdır. Kahvaltı öğünü ankara travestileri vücudunun çalışmaya başlaması ve gece boyunca azalan kan şekerinin dengelenmesi açısından oldukça önemlidir. Günde 6-8 öğün beslenin ve gün içinde dört saatten uzun aç kalmayın ki metabolizmanız yavaşlamasın.

– Sağlıklı yiyecekler tüketin. Beslenmenizde; dört ana besin grubu olan et ve çeşitleri, süt ve ürünleri, sebze-meyveler ve tahıl ürünleri her öğünde ihtiyacınızı karşılayacak miktarlarda olsun. Et grubundan kırmızı et, tavuk, hindi ve balık; süt grubundan süt, yoğurt, ayran ve cacık, tahıl ürünlerinden tam buğday ekmeği, tam çavdar ekmeği, bulgur, yulaf, kabuklu pirinç, patates; mevsim sebzelerinden lahana, brokoli, karnabahar, kereviz ve meyvelerden muz, elma, mandalina ve kivi sofranızda mutlaka bulunsun.

– Akıllı yağlar kullanın. Gün boyunca yemekler, salatalar ve besinlerin içerisinde yer alan doğal yağlar ile karşılanan yağ ihtiyacı değişik yağ çeşitlerinden dengeli olarak karşılanmalıdır. Doymuş yağ gereksinimini, etler ve sütlerin içerisinde yer alan doymuş yağ asitleri ile karşılayabilir. Doymamış yağ asitleri tekli doymamış yağ asitleri olan omega-9 ve çoklu doymamış yağ asitleri olan omega-3 ve omega-6 yağ asitleri dengeli bir biçimde almak için haftada 2–3 kez balık tüketmek, yemeklerde ayçiçeği veya mısırözü yağı kullanmak ve salatalara zeytinyağı eklemek yeterli olacaktır. Yanmış yağlardan uzak durulmalı ve yiyecekler ızgara, haşlama ve fırında gibi sağlıklı pişirme yöntemleri ile pişirilmelidir.

 

Ankara Travestileri İçin Doğal Tonik Tarifleri

Kusursuz bir cildin en önemli adımı temiz bir ciltten geçiyor. Kozmetik firmalarının ardı ardına piyasaya sürdüğü toniklerden memnun değilseniz evde yapabileeğiniz sağlıklı, ekonomik ve kimyasal içermeyen doğal tonik tariflerini bir araya getirdik;

Türk kahvesi toniği
Şekersiz Türk kahvesini telvesini almadan bir çay kaşığı saf zeytinyağıyla karıştırın. Pamuğa döktüğünüz bu karışımla yüzünü silin. Cildinizi yatıştıracak ve yumuşacık bir his verecektir.

Yasemin çayı ve karanfil toniği
Yasemin tohumlarını ve karanfil tanesini sıcak suda bekletin. Ardından demlenen bu bitki karışımını süzüp mink bir şişe içine doldurun. Dilerseniz temizlenmiş cildinize pamukla uygulayabilir ya da spreyle yüzünüze püskürtebilirsiniz. Hem ferahlık verip hem de pürüzsüz bir cildinizin olmasını sağlayacaktır.

Çay ağacı yağı ve gül suyu toniği
Gül suyunuzun içine iyileştirici özeliğiyle bilinen çay ağacı yağından 5 damla damlatın ve çalkalayın. Bir gece buzdolabında bekletin ve tonik olarak kullanın. Sivilce, siyah nokta ve gözenek genişlemelerini tedavi edecektir.

Maden sodası ile cilt temizliği
İçindeki zengin mineraller sayesinde tüm ciltler için yararlı ve besleyici bir toniktir. Doğal maden sodası ile ıslatılmış bir pamuk yardımıyla sabah ve akşam cildinizi canlandırıp sıkılaştırırken mineral desteğiyle yaşlılık belirtilerine karşı savaşacaktır.

Sütlü temizleme toniği
250 gram inek sütü, 250 gram saf alkolü karıştırın. Ankara travestileri cildini bu karışımla sabah akşam pamukla silin. Bu tonik lekelere karşı savaşır. Mutlaka buzdolabında muhafaza edilmesi gereken bir tonik olduğunu unutmayın!

Elma sirkeli tonik
İki yemek kaşığı elma sirkesi ile iki yemek kaşığı suyu karıştırın. Pamuk yardımıyla cildinizi bu solüsyonla temizleyin. Göz çevrenize getirmemeye özen gösterin. Bu solüsyon, cildinizi kir ve yağdan arındırırken gözeneklerinizin açılmasını sağlar.

Salatalıklı canlandırıcı tonik
Rendelediğiniz salatayı buz küplerinin içine yerleştirin, Donması için kalan boşlukları suyla doldurun. Ve her sabah akşam bu buzlu karışımı yüzünüze çok bastırmadan uygulayın.

Lavantalı süt toniği
Hassas, güneşten yanmış ve kurumuş, çatlamış ciltler için yatıştırıcı ve iyileştirici bir toniktir.İki yemek kaşığı kuru ya da bir yemek kaşığı taze kopartılmış lavantayı ve yarım su bardağı kaynamış sütü bir kaseye alın. Sütle beraber lavantaları da kaynatın ve bir kavanoza aktarın. Ardından ağzını kapatıp soğuyana kadar bekletin. İnce bir kumaş yardımıyla süzün ve buzdolabında steril bir şişede muhafaza edin. Haftalık yapıp her gece kullanırsanız hem bayatlamasını önlemiş olursunuz hem de lavantanın özünü kaybetmezsiniz…

Limon toniği
1 çay bardağı votka ve 1 limonun suyunu karıştırın, sprey şeklinde püskürtebileceğiniz bir şişeye doldurun. Sabahları ve gece yatmadan önce pamukla yüzünüzü temizlemek için kullanın. Gözünüze kaçmasını engelleyin. Yağlı ciltleri yatıştırmak ve parlamayı önlemek için birebirdir…

Travesti Cildini Yaşlılık Lekelerinden Koruma Yöntemi

Karaciğer lekesi diye de adlandırılan bu oluşumların güneş yanığına bağlı olarak genç yaşlarda da görülebileceğini belirten Uzm. Dr. Ataman; ‘Derideki pigment üreten melanosit denilen hücrelerin zararsız artışıdır. Güneş ışınlarının oluşumunda etkisi olduğundan Lentigo Solaris veya Aktinik Lentigo diye de adlandırılır. UV (ultraviyole) hem akut hem birikme etkisiyle bu açık kahverengi, düzensiz ve belirsiz kenarlı çok sayıda lekeye neden olur. Bazen üzerinde hafif bir pullanma olur ve kenarlarında yıldızı andırır çıkıntılar vardır. Nadiren siyah ya da ten rengine yakın renkler de gözlenebilir.

Omuz, sırt, el üst kısımları, alın, şakak, göğüs dekoltesi en sık yerleşim alanlarıdır. PUVA dediğimiz yapay ultraviyole ışık kaynaklarıyla tedavi lentigoya neden olabilir. Lentigolar selim lezyonlar olmasına rağmen travesti partnerin güneş hasarına yatkın olduğunu gösterir. Cilt kanseri gelişme riskine karşı güneşten kaçınmak önerilir. Lentigo oluşmaması için 10:00-16:00 saatleri arasında dışarı çıkılmaması ilk önlem olacaktır. Koyu renk kıyafetler giyip, güneş gözlüğü kullanılması, kıyafetlerin örtmediği cilt alanlarına SPF 30 ve üzeri güneşten koruyucu kullanılması uygundur. Lentigo oluştuysa hidrokinon ve tretinoin içeren kremler faydalı olacaktır. Kriyoterapi ve lazer diğer tedavi seçenekleridir.’ açıklamasında bulundu.

Ankara Travesti Saç Rengini Nasıl Korumalı?

Bakımlı saçlara sahip ankara travestileri görünce, yıpranmış ve solan saçlarınızı bir şapkanın altına saklıyorsanız, saç renginiz solmuş ve artık saçınızın bakımını üstlenmenin zamanı gelmiş demektir. Bakımsız saçlara sahip olanlara uzmanlar şu önerilerde bulunuyor.

Saçlarınıza şampuan sonrası bakım kremi uygulayın
Yaz aylarında saçlarınıza, sıcak ve nemsizlikten kaçınmak için özen göstermeniz gerekir. Saçlarınızdaki rengi güneş yüzünden daha hızlı kaybedersiniz. Saçlarınızı korumak istiyorsanız öncelikle güneşten mümkün olduğunca uzak durmaya çalışmalısınız.

Şapka giymek, eşarp takmak, saçları mümkün olduğunca güneşten koruyacaktır ancak sizin daha köklü bir çözüme ihtiyacınız var, saçlara bakım yapan ve nem veren bir şampuan kullanarak, öncelikle saçın sağlığını korumak. Aynı tip şampuan ve saç kremi kullanırsanız, yıkandıktan sonra birbirini besleyen ürünlerle saçınızı yumuşatır ve kremle bakımını yaparsınız. Uzmanlar bu konuda renk koruyucu şampuan ve saç bakım kremini öneriyor.

Saçlarınızı tuzlu suyun zararlı etkilerinden koruyun
Ankara travesti hacimli, sağlıklı ve ışıltılı saçlara sahip olmayı ister.Tatile gittiğiniz dönemlerde saçlarınızın bakımını ihmal etmemeniz gerekir. Özellikle denize girdikten sonra saçlarınız tuz yüzünden çok fazla kurur ve nemini kaybeder. Nem veren, yoğun nem terapisi içeren kremler ve şampuanlar kullanarak denizin yan etkilerinden saçınızı koruyabilirsiniz. UVA ve UVB filtresi olan ürünleri seyahat boyunca yanınızdan eksik etmemeniz gerekiyor.

Havuz veya denizde saç rengi zamanla değişime uğrar. Mineraller veya klor, saçınızda bazı renklerin değişimine neden olur. Sarı ve bakır tonların zamanla yeşile döndüğünü fark edersiniz. Bu tür durumlar için saç bakım maskeleri kullanmak, bu renk değişimlerini engellemenize yardımcı olur.

Soğuk su terapisi ile saçlarınız canlansın
Saçlarınızı yaz boyunca şampuandan sonra soğuk suyla durulamaya çalışın. Hazır hava sıcakken, saçlarınıza soğuk su terapisi uygulayın. Saçlarınıza uyguladığınız şampuan, krem ve bakımların ardından dayanabileceğiniz kadar soğuklukta suyla durulamanız saçınıza faydalıdır.

Güneşten zarar görmüş bir saçın rengini korumanız mümkün değildir. Kızıl, sarı veya kahverengi, hangi renk saça sahip olursanız olun, yaz aylarında güneş, deniz ve sıcak havanın saçınızı yıprattığını bilmelisiniz. Yapmanız gereken saçlarınıza hassasiyetle yaklaşmak ve onların bakımına kışın olduğundan daha fazla özen göstermektir.

İyi bakım yapılan ve özen gösterilen saçlar, yaz boyunca renklerini ve canlılığını koruyarak, yaptığınız bakımların karşılığını verir.

Travestiler İçin Daha Güzel Görünmenin Sırları

Işıltılı bir cilt, beyaz dişler, parlak ojeler, saten gibi bacaklar ve daha fazla güzellik için önerilerimizi okuyun.

Beyaz dişler
Portakal kabuğunun iç yüzü ile dişlerinizi dairesel hareketlerle ovalayarak anında harika bir gülümsemeye kavuşabilirsiniz.

Işıltılı bir cilt
Mükemmel gözükmek için ışıltılı pudralardan yardım alın. Alın, burun kemeri, elmacık kemikleri ve çene bölgenize ışıltılı pudra ve parlak allık uygulayın.

Kırmızıdan korkmayın
Erkekler tarafından çok beğenilen kırmızı ruj, bütün havanızı değiştirmek için ideal. Çantanızdan ayırmadığınız kırmızı ruju uyguladıktan sonra peçete ile fazlalığı alın ve uzun süre dayanması için üzerine transparan pudra uygulayın.

Parlak ojeler
Tek kat oje uyguladıktan sonra aynı tonun ışıltılı olanıyla ikinci katı sürün. Bu yöntem şeffaf ciladan daha etkili bir parlaklığa kavuşmanızı sağlayacak.

Satensi bacaklar
Daha kolay ve pürüzsüz bir traş için bacaklarınıza vazelin uygulayın. Bu, travesti tüylerini yumuşattığı için traş etmenizi daha kolay hale getirir. Ayrıca, kıl kökleriniz nemlendiği için tahriş olmaz ve kırmızı görüntüden kurtulursunuz.

Parlak bir ten
Açık tenliyseniz gümüş, esmerseniz altın renginde ışıltılı bir losyonu, dekolte bölgenize sürün. Daha sonra üzerine ince simleri olan bir pudra uygulayın. Işıltıyı cildinize mühürlediğiniz için gün boyu mücevher gibi parlayacaksınız.

Travesti Partnerinizin Burun Şekli Karakterini Yansıtıyor!

Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op.Dr.Bahadır Baykal konuyla ilgili olarak yatığı açıklamada, “Tarih boyunca yüz yapısıyla insan karakterinin ilişkili olduğu düşünülmüş hatta geçmiş dönemlerde özellikle erkeklerin burun yapısı, liderlik gerektiren görevlerde önemli bir referans kabul edilmiştir” dedi.Yüzümüzdeki her noktanın insan karakteriyle ilgili belli bir anlamı bulunduğunu dile getiren Baykal, “Alnı geniş olanlar entelektüel, iri gözlüler açık sözlü, küçük çenesi olanlar da uysal oluyor. Kepçe kulaklı olanlar konuşkanken,alt dudağı büyük olanlar da miskin…

Peki, yüzümüzdeki en dikkat çekici organ olan burnumuz, acaba karakterimizi nasıl ele veriyor? Bu konuyla ilgili araştırmacıların üzerinde fikir birliğine vardığı nokta, geniş burnun kendine güven ve sosyal bir yapıya, dar burnun ise kontrolcü ve garantici bir kişiliğe işaret ettiği…

Geniş ama düz bir burnun sosyal olduğu kadar kararsızlığı vurguladığı, kemerli ve iri burnun ise idealistliğe, lider olma isteğine vurgu yaptığını söyleyebiliriz. Aynı şekilde düşük burun ucu olan ankara travestileri iletişim kurabilme yetenekleri üst düzeydeyken, yuvarlak burun yapısı parasal başarı ve tasarrufa düşkünlüğe işaret eder” diye konuştu.Burun estetik ameliyatlarının estetik yüz ameliyatları arasında en sık yapılan operasyonlar olduğunu anlatan Dr. Baykal daha sonra şunları söyledi; “Sokaklarda, cafeler de birbirine benzeyen yüzlere baktıkça estetiğin farklılık değil benzerlikler getirmeye başladığını görüyoruz. Estetik sizi bir başkasına benzetmemeli farklılaştırmalı. Burun estetiği ile daha güzel bir burna kavuşmak pek çok cerrah veya travesti için yeterli olabilir ancak burnun yüzdeki karakteristik yapısını yüz harmonisine uyarlamak ve karakteristiğini bozmadan estetikdokunuşu tamamlanmak şart,aksi halde ifadesiz bir yüz görünümü ortaya çıkıyor ki bu durum estetiğin ruhuna aykırı. Asistanlık sürecimizden beri burnun anatomisini,fizyolojisini ve estetik dokunuş için gerekli cerrahi yöntemleri öğrendik.

Ancak cerrahi felsefeyi burnun yüzdeki karakteristik ifadesini inceleyen, doğu kültüründe ‘ilm-i sima’ diye bilinen fizyonomi ile bir araya getirmek karakteristik burun estetiğinin olmazsa olmazı.

AŞAĞI DOĞRU EĞİMLİ BURUN
Aşağı doğru eğimli burun, kökten uca kadar aşağı yönlü bir eğim çizer. Bu tip burna sahip olanlar mükemmeliyetçi olduğu kadar şüphecidirler.Seçim yaparken oldukça zorlanırlar. Zorluklar karşısında pes etmeyi sevmezler, bu burna sahip olan ünlülere örnek olarak Prens William ve Tarkan verilebilir.

GENİŞ BURUN
Geniş burunlular kendi halinde, duygusal ve spontan tepkilerinin abartılı olduğu, kararsız kişilerdir.Bu travestiler oldukça geniş hobi ve ilgi alanları vardır. Sosyaldırlar,kolayca arkadaş edinebilir,dostluklar kurabilir. Eğer burun delikleri de genişse cömert olurlar,daha özgür yaşama meylederler.Ülkemizde Orhan Gencebay’ın dünyada ise Sarah Jessica Parker’ın burnu.

KALKIK BURUN
Kendine güven ve yeni fikirlere açık olma halinin yanı sıra karşı cins için çekici oldukları kabul edilir. Para kazanma odaklı değildirler. Samimi, cömert ve açık kalpli ama kimi zaman da bir o kadar inatçıdırlar… İstemedikleri bir şeyi onlara asla yaptıramazsınız. Cambridge Düşesi Kate Middleton. kalkık burunlu yüzün iyi örneklerden biri…

UZUN VE DÜZ BURUN
Yunan burnu diye tanımlayabileceğimiz bu burun şekli dünyada yüzde 3 oranında nadir olarak görülür. Disiplinli, dürüst, sadık ve güvenilir bir karaktere işaret eder. Mevcut koşullar ne olursa olsun başarılı duruşu severler. Hayatlarında hedefledikleri her işte başarı odaklıdırlar. Beren Saat’in burun yapısı örnek olarak gösterebilirim.

ŞAHİN BURUN
Bu tip insanlar genellikle sıra dışı ve asi olma eğilimindedir. Onlar için diğer insanların ne düşündüğü önemli değildir. Hayatı günahıyla sevabıyla kendi inandıkları doğrularla sürdürürler. Barbara Streisand ve Kenan İmirzalıoğlu bu tip burna sahip ünlülere örnek olarak verilebilir.